Kapalıçarşı'nın Bugün'ü


Geçen yüzyılın sonlarında deprem ve birkaç büyük yangın geçiren Kapalıçarşı, eskisi gibi onarılmışsa da, geçmişteki özellikleri değişikliğe uğramıştır. Yorgancılar, terlikçiler, fesciler gibi meslek grupları; yalnızca sokak ismi olarak kalmış. Çarşının ana caddesi sayılan yerde; çoğunlukla; mücevher dükkanları ve buraya açılan yan sokaklarda ise, altıncılar var. Oldukça küçük olan bu dükkanlarda; değişen fiyat ve pazarlıkla satış yapılıyor.

Kapalıçarşı; renk ve atraksiyon olarak, her ne kadar eski canlılığını koruyor olsa da; 1970'li yıllardan sonra, İstanbul’u ziyarete gelen turist gurupları için, alışveriş olanakları, çarşının ana girişindeki modern ve büyük kuruluşlara ait yerlerde sağlanıyor. Bu konforlu ve büyük mağazalarda: Türkiye’de imal edilen ve ihracatı yapılan, hemen bütün eşyalar satışa sunulmakta. El halıları ve mücevherat; geleneksel Türk sanatının en güzel örneklerini yansıtıyor. Bunlar; kaliteli ve orjin belgeleri ile satılıyor ve dünyanın her tarafına, garantili göndermeler yapılıyor. Halı ve mücevheratın yanında ise, meşhur Türk işi, gümüşten yapılmış eserler, bakır, bronz, hediyelik ve dekoratif eşyalar, seramik, oniks ve deriden yapılan, üstün kaliteli, Türkiye hatıraları; bunların hepsi gerçekten zengin bir koleksiyon oluşturmakta. Ancak; Kapalıçarşı, bu yeni alışveriş merkezleriyle rekabette zorlanıyor.

Yinede; turist ziyaretleri burayı ayakta tutuyor. Kapalıçarşı; günün her saatinde hareketli ve kalabalıktır. Esnaf; ziyaretçileri, ısrarla kendi mağazalarına çağırır. Çarşının günlük ziyaretçi sayısı; zaman zaman 500 bini geçiyor. Yinede; günümüzde, buranın en büyük sıkıntısı, biraz öncede söylediğim gibi; ziyaretçileri kendi mağazalarına çağıran, çeken, sürükleyen yani “hanutçuluk” yapan esnaf veya ayakçıları. Aslında; buranın bu sistemini biliyor ve gerçekten bu uygulama nedeniyle, özellikle turistler adına, ülkemizden utanıyordum. Düşünün; biri bir kolunuzdan, diğeri öbür kolunuzdan tutup çekiştiren, önünüzde bir şeyler mırıldanın, arkanızda bir şeyler satmaya çalışan insanlar. Bunlar hoş olmayan görüntüler. Polis desteğiyle, bunların çözüldüğünü duydum. Diğer yandan; Fas’a yaptığım ziyarette; bu uygulamaların çok daha kötüsünü, orada da gördüm. Yani; bu tür uygulamalar aslında, gelişmiş ülkeler dışında her yerde var. Ama hoş değil. Keşke; insanlar, kendi beğeni ve tercihlerine göre, alışveriş yapacakları yerleri seçebilseler.

Alışverişi burada daha etkin kılmak elbette mümkün. Bu hanutçuluk olayının kaldırılması şart. Bunun yanında; kredi kartı ile alışveriş olanaklarının yaygınlaştığını görmek güzel. Ayrıca; bir banka şubesinin, Cumartesi günleri de, burada özel bir izinle açık bulundurulması, güzel uygulama. İnsanlar; bir şeyler elde etmek istiyorlarsa, elbette gelen ziyaretçiler için uygun şartlar yaratmak zorundalar.
Bu arada; kapalıçarşı’da; Cuma günleri, namaz saatlerinde; dükkanlar kapalı. Ayrıca; Pazar günleri de çarşı tamamen kapalı durumdadır.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünya hiçbir şey hissetmeyenlere aittir.

UNESCO Dünya Mirası Yedikule Bostanları

Ege'nin İncisi Fethiye